ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden`in ziyareti sırasında ilgi çeken üçüncü husus ise Rusya'nın "Nezavisymaya Gazeta" gazetesinin 4 Mart tarihli sayısında Aleksandra Samarina imzalı "Biden`in Yolculuğu Elitlere İşaret" başlıklı yazıda gündeme getirilen iddia oldu.
Samarina yazısında Duma`daki etkin bir kaynağa dayanarak, ABD başkan yardımcısının Moskova ziyaretinin amacını Washington'un 2012 yılında Rusya`daki başkanlık seçimlerinde Medvedev`i desteklemesi ve bu konuda Rusya'daki elitlere işaret vermek olduğunu iddia etti. İddia sahibi Başbakan Vladimir Putin'e ise seçimde aday olmaması karşılığında Uluslararası Olimpiyat Komitesi başkanlığı görevinin teklif edileceğini ileri sürdü. Rusya`da 2012 yılında kimin devlet başkanı olacağı meselesi en güncel tartışma konularının başında gelmektedir. Bu sorunun Rusya'da hakim eliti Medvedev-Putin arasında ikiye böldüğü, ülkede son dönemlerdeki artan siyasi gerginliğin temel nedeninin de bu olduğu iddia edilmektedir.
Rusya'da 2012 yılında kimin devlet başkanı olacağı meselesi Batı'nın, özellikle ABD'nin ilgisini çeken önemli konulardan biridir. "Nezavisimaya Gazeta"nın Biden`in yolculuğuna dair iddiasının Rusya Devlet Başkanlığı Genel Sekreteri Sergey Narişki`nin danışmanı "Efektif Siyaset Vakfı" Başkanı Gleb Pavlovski`nin ülkede 2012 yılındaki başkanlık seçimlerine dair açıklamalarının ardından gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Pavlovski 1 Mart'ta yaptığı açıklamada Rusya yönetiminin 2012 yılında kimin aday olacağına ilişkin son kararı artık verdiğini, bu adayın da Medvedev olacağını iddia etmişti. Hem Pavlovski`nin, hem de Samarina`nın 2012 yılındaki başkanlık seçimlerine dair iddiaları Rus uzmanların büyük çoğunluğu tarafından ciddiye alınmadı ve bu konuda kamuoyunu yönlendirme çabası olarak nitelendirildi. Analizciler 2012 yılındaki başkanlık seçimlerine ABD'nin etkisini istisna ettiler, hatta ABD'nin bu tür desteğinin Medvedev'in aleyhine olacağını bile vurgulayanlar oldu.
Genel anlamda Washington'un Rusya'daki iktidar mücadelesine etki gösterme olanakları çok sınırlı sayılabilir. ABD'nin 1991-1999 yılları arasındaki dönemde Rusya iç politikasında belirli etki olduğu, hatta Boris Yeltsin'in 1996 yılında ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilmesinde önemli rol oynadığı iddia edilse de, özellikle son 10 yılda Rusya'daki 3 (2000, 2004, 2008) Cumhurbaşkanı ve 3 (1999, 2003, 2007) parlamento seçimi Washington'un sınırlı etki imkanlarının önemli kanıtları gibi değerlendirilebilinir. Bu sınırlı olanaklara ve Biden`in ziyareti sırasında Obama yönetiminin Rusya ve Avrasya politikalarının esas mimarlarından sayılan Prof. Michael Anthony McFaul ABD'nin bu konuya karışmadığına ilişkin açıklamalarına rağmen, Washington'un 2012 yılında Kremlin yeni sahibinin kim olacağına özel ilgi gösterdiği ve bu mücadelede Medvedev'e daha sıcak yaklaştığı geniş yayılmış kanaattir. Biden`in son yolculuğunda bu sorunun Medvedev ve Putin'le görüşmelerde doğrudan ve dolaylı olarak gündeme gelip gelmediğine ilişkin basına hiçbir haber sızmadı. Ancak Biden`in Rusya muhalefeti ve sivil toplum temsilcileri ile görüşmesinden sonra muhalefet liderlerinden Boris Nemtsov kendi internet bloğundaki yazısında "Biden`in görüşmede Putin`in 2012'de yeniden cumhurbaşkanı olmasının hem Başbakan'ın kendisi, hem de Rusya için kötü olabileceğinin bildirdiğini" iddia etti. Biden`in muhalefet ve sivil temsilcileri ile görüşmesinde Rusya'daki demokrasi ve insan haklarına bozuklukların başlıca gündemi oluşturduğunu bildiriliyor.
Genel bağlamda Biden`in Moskova ziyareti ABD ve Rusya arasındaki ilişkilerde "ikinci nefesin" açıldığının işareti sayılabilir. Bu aşamada siyasal konularla birlikte, ekonomik konuların da güncellik kazanması ve ABD-Rusya ilişkilerindeki işbirliği sürecinin daha da derinleşmesi bekleniyor.
Dr. Nazim Cafersoy,
ADİU Tudifak Öğretim Üyesi, KAFSAM analisti (www.qafsam.org)
ADİU Tudifak Öğretim Üyesi, KAFSAM analisti (www.qafsam.org)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder